Yeni Dünya ve Yönderlerine

Yeni Dünya ve Yönderlerine

Modern dünyayı protesto eden fütürist George Orwell çalışmalarında, toplumların geleceği için karamsar bir tablo çizmiştir; fakat bu bir felaket haberciliği değil, uyarı ve uyandırma mahiyetindedir. Bilimkurgu türünün farklı bir örneği olan‘’1984’’ kitabındaysa, yazıldığı döneme göre bakıldığında gelecek tahminleri, aynı isimler altında olmasa da sanki dünyanın tüm ülkelerinde hüküm sürmek için çaba göstermektedir. 1903’te Hindistan’da doğan Orwell, 1947-48 yıllarında bu romanı yazmıştır. Tarihi vermemin sebebi, yazıldığı dönemin şartlarına göre incelemeniz. Malum, o yıllar 2.Dünya Savaşı sonrasına denk gelmektedir.

Olumsuz olan bu uzgörülere, doğru açıdan bakarsanız karşı önlem alırsınız. Ben kitabı bir karabasan hikâyesi gibi değil, olabilecek bu olaylara karşı nasıl önlem alabiliriz ve durumu tersine çeviririz diye okudum. Her zaman dediğim gibi insanlığın kendi kendini silkelemesi gereken dönem geldi geçiyor. Kötü olaylar insanların mazeretlerini arttırır ve tembelliğe sürükler. Şimdi yapılması gereken tüm yaratıcılığımızı kullanmaktır.

Yorum yapmadan kitaptan bazı uzgörüleri ve notları paylaşmak istiyorum. Sizden olumsuz görünen bu uzgörüleri nasıl değiştirebileceğiniz üzerine, kendinize sorular sormanızı istiyorum.

*Bazı bakanlık ve birlik isimleri; Gerçek Bakanlığı, Sevgi Bakanlığı, Barış Bakanlığı, Kurmaca Dairesi, Seks Karşıtı Gençlik Birliği…

*Okyanusya’nın sloganı: Savaş Barıştır, Özgürlük Köleliktir, Cahillik Güçtür…

*Partinin açıklamadığı gerçek amacı, cinsel ilişkiden zevk almayı tümden yok etmektir. Her iki cins için de sonuna kadar bakir kalmayı savunan Seks Karşıtı Gençlik Birliği gibi örgütler bile kurulmuştur. Bir gün tüm çocukların yapay döllenme (yeni söylemde yapdöl deniyordu) yoluyla dünyaya getirileceği ve kamu kurumlarında yetiştirileceği söylenmektedir.

*Tele ekran herkesi evlerinde ve her yerde izliyor.  Üstelik tele ekran kalp atışlarınızı saptayabilecek kadar duyarlıydı.

*Kitap kahramanının mektubundan bir kesit: ‘’Geleceğe ya da geçmişe, düşüncenin özgür olduğu, insanların birbirlerinden farklı oldukları ve yapayalnız yaşamadıkları bir zamana; gerçeğin var olduğu ve yapılanın yok edilemeyeceği bir zamana…’’

*Hem demokrasinin olanaksızlığına hem de partinin, demokrasinin koruyucusu olduğuna inanılmaktadır.

*Gerçek Bakanlığı’nda seçilmiş yalan, kayıtlara geçerek gerçek olmaktadır.

*Dil tamamen değiştiriliyor, yeni söylem uzmanları var; eski kelimelerin yerine yeni kelimeler yaratıyorlar. Sizler asıl işimizin yeni sözcükler icat etmek olduğunu sanıyorsunuz. Oysa ilgisi yok! Sözcükleri yok ediyoruz; her gün onlarcasını, yüzlercesini ortadan kaldırıyoruz. Dili en aza indiriyoruz. On birinci baskıda 2050 yılından önce eskiyecek tek bir sözcük bile bulunmayacaktır.

*Yenisöylem dilinin tüm amacı, düşüncenin ufkunu daraltmak olduğunu anlamıyor musun? Sonunda düşünce suçunu tam anlamıyla olanaksız kılacağız, çünkü onu dile getirecek tek bir sözcük bile kalmayacaktır.

*Şarkıların sözleri, güfte yazar denen bir aygıt tarafından insan eli değmeden yazılmaktadır.

Fütürizm hep teknoloji ile eşleştirilir fakat bu kitapta insanlık ön plandadır. Olumlu ile olumsuz sürekli savaş içinde, kimin galip geleceğine ise sizler karar vereceksiniz. Sorunların değil, çözümlerin üzerine kafa yorarsanız ve doğru sorular sorarsanız kendinize, olumlu geleceği tasarlamaya başladınız demektir. Yeni yıl bilgiyle gelsin…

Reklam
Popular Science!!

Popular Science!!

Yaklaşık 2 yıldır Türkçe olarak yayınlanan Popular Science dergisi, Amerika’da 1872 yılından beri yayınlanıyor. Bir fütürist olarak bu dergiyi çok kıymetli buluyorum, gelecekle ilgili her konuda bir şeyler bulabilirsiniz.

Ve hayal gücünü kullanmanın ne kadar önemli olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum. Bunu okuyarak büyüyen çocuklar uzay istasyonu kurdu, bilgisayarları ve interneti hayatımıza getirdi, yüz naklini, kalp naklini bir hayalden gerçeğe dönüştürdü. Örnekler daha da çoğaltılabilir tabi..Diyeceksiniz ki tek başına bu dergi sayesinde mi oldu tüm bu gelişmeler? hayır tabi ki ama bu dergi üzerinden gösterilen ortak amaç hayallere sahip çıkmak ve onları büyütmekti..hepimizin ortak bir noktada buluşması gerekir.. hayal katili insanlar olmayın..Gelecekten haber almanın en iyi yolu onu hayal etmek ve gerçekleştirmek için bir adım atmaktır, bunu hiç unutmayın!

Derginin en sevdiğim bölümlerinden birisi ”Editörün Notu!”. Derginin Türkiye Editörü Şahin Ekşioğlu’nun yazıları kısa, fütürist ve ilham verici. Kendisine bu beğenimi mail olarak ilettiğimde ,derginin mart sayısının ”Sizden” bölümünde yayınlamaya layık görmüş teşekkür ederim. Ben de size ondan gelen cevabı yayınlamak istiyorum 🙂

IMG-20140320-00167

Merhabalar,
Popular Science ülkemizde çok sevilen bir dergi oluverdi kısa süre
içinde. Dergimizle ilgili harika e-postalar alıyoruz. Bunlar bizi hem
çok mutlu ediyor hem de motivasyonumuzu artırıyor. Diğer yandan
Editörün Notu ile ilgili ne zaman sizinki gibi bir mail alsam
kişisel olarak ayrıca çok mutlu oluyorum. Bana ait o küçük alanda
sizin gibi değerli insanlara minicik de olsa bir faydam olduğunu
bilmek beni yaptığım işe daha da bağlıyor. İlginize çok teşekkür
ederim.
İyi çalışmalar
Şahin Ekşioğlu

Dan Brown-Cehennem Kitabını Neden Okumalısınız?

Dan Brown-Cehennem Kitabını Neden Okumalısınız?

Dante’den bir alıntıyla başlıyor kitap ”Cehennemin en karanlık yerleri, buhran zamanlarında tarafsız kalanlara ayrılmıştır”. Ayrıca Dante’nin İlahi Komedyası gibi Dan Brown’un hikayesi de yıldızlarla son buluyor.

Yazar, dünya tiyatrosunda oynanan oyunlardan, geçmişten günümüze kesitler sunmaktadır. Bir gerilim ve gizem romanına göre fark edenler için bilgilendirme ihtiyacı daha yüksektir. Aslında başından sonuna kurgulanan şehirler mekanlar her birisi farklı bir şeyi ifade etmektedir.

Kitabın konusu dünya nüfusunun kalabalıklığı. Kimin iyi kimin kötü olduğuna sizin karar verebileceğiniz farklı bir roman. Kitaptan bir kesiti alırsak daha net açıklamış olurum; Ozon tabakasının delinmesi, susuzluk ve kirlilik birer hastalık değil, belirti. Hastalık ise nüfus artışı. Yine bir başka kesit; Langdon, 1300’lerde Avrupa’da yaşanan toplu ölümlerin uzun dönemli sosyoekonomik faydalar getirdiğini yazan pek çok tarihçi biliyordu. Verilebilecek daha çok örnek var ama bu cümlelerin yeterince ilgi çekici olduğunu düşünüyorum.

Kısaca söylemek gerekirse, baştan sona gizem dolu, baştan sona fütürist ve baştan sona bilgilendirici bir kitap.

Bu kitabı okuduktan sonra düşünceleriniz’deki sonsuzluğun başlangıcında olduğunuza inanacaksınız.

Kitabı okurken aldığım not: İNSANLIK SONRASI ÇAĞ?

IMG-20140214-00140

Stratejik Düşünmek – İnovasyon Yapmak

Stratejik Düşünmek – İnovasyon Yapmak

Çağımızın seksi kelimelerinden biri ‘’inovasyon’’ oldu. Öyle ki 2013’te Türkiye İnovasyon Haftası yapıldı ve dünyadan önemli konuşmacılar ülkemize geldi. Anlaşılan bilgi çağında inovasyon yapabilmek için sadece üreten olma aşamasını atlamak gerekiyor. İnovasyon için, bilgiyi çok iyi kullanan-işleyen sıra dışı bireyler ve yaratıcılığı sınırlamayan, özgürlüklerin rahatça uygulandığı bir ortam gerekiyor.

Harvard Business-Stratejik Düşünmek serisinin son kitabı İnovasyon Yapmak’tan bazı önemli noktaları sizinle paylaşmak istiyorum:

  • İnovasyon yapmak yedi adımdan oluşur; İlham verici bir vizyon geliştirin, Yarardaşları tespit edin, Destek şebekenizi kurun, İş gerekçenizi oluşturun, Yarardaşlarınızla iletişim kurun, Direnişi yönetin, İnovasyonla ilgili heyecanınızı yitirmeyin.
  • Yaratıcı düşünme inovasyonun ilk adımıdır.
  • Bir çok insan yaratıcı fikirler üretebilir ya da inovasyonu teşvik eden bir ortam sağlayabilirken çok az insan fikirleri hayata geçirmeye bilfiil kalkışabilir.
  • Buluşcuların düştükleri yaygın bir hata, inovasyonun özelliklerine odaklanıp fikrin her bir yarardaşa sağlayacağı faydaları tespit etmek için az zaman harcamaktır.
  • Fikrinize dair geribildirim toplarken, önemli müşteriler ya da kanaat önderleri gibi şirket dışı kaynaklarla konuşmayı unutmayın.
  • Yarardaşlarınızın her birine fikrinizi tarif ederken şu kısaltmayı kullanın—FİİK—farkındalık,ilgi,iştah,kuvvet
  • Tarih boyunca inovasyon şampiyonlarının fikirlerinin benimsenmesi için hep ısrarcı –ve tutkulu-davranmak zorunda kaldıklarını hiç unutmayın.

Bu kitap serisi biterken son olarak söylemek istediğim bir kaç şey var. Bazı kelimeleri dilimizde anlamını iyi bilmeden her yerde kullanırız. Örneğin, her yaratıcı fikir ‘’inovasyon’’ olmak zorunda değildir. Alışılagelmişin dışında fikirler geliştirip bunları farklı yöntemlerle uygulayıp piyasaya sürdüğünüzde inovasyon ortaya çıkar. O halde başarılı inovatörler yaratıcı düşünme sürecinin sona erdiği noktadan ileri giderler.

İnovasyon sürecinde direnişlerle karşılaştığınızda kullanabileceğiniz bir çalışma formu da var kitabın içinde.

IMG-20140118-00093

Stratejik Düşünmek-Stratejiyi Uygulamak

Stratejik Düşünmek-Stratejiyi Uygulamak

Stratejik düşünmek tek başına yeterli değildir. Stratejiyi uygulanabilir olarak hazırlamak ve sürdürülebilir olmasını sağlamak iyi bir stratejik planın en önemli parçasıdır. Uygulanacak stratejik planlar her zaman söylediğim gibi Lider değil Yönder’e ihtiyaç duyar. Yönderlerin projenin başından beri işin içinde olması gerekir. Ayrıca, ekipteki herkesin ortak fikirleriyle oluşturulan bir çatının yıkılması çok zordur. Bunun gerçekleşebilmesi için ekibin içindeki herkesin Yönder olması gerekir. Son zamanlarda yaşanan olaylar gösteriyor ki lider olmadan toplu kararlar alınabiliyor ve yönetilebiliyor.

Stratejik Düşünmek serisinin dördüncü kitabı Stratejiyi Uygulamak’tan altını çizdiğim bazı yerleri aşağıda paylaşıyorum:

  • Strateji, sanat ve bilimin harmanlanması olarak görülebilir
  • Stratejik planlar genel olarak 4 bileşenden oluşur; Yön açıklaması, Stratejik hedefler, Öncelikli konular, Eylem planları
  • Stratejik planlama 5 adımdan oluşur; dış ve iç unsurları analiz etmek, SWOT, öncelikli konuları çıkarmak, üst düzey eylem planları geliştirmek, plana son şeklini vermek
  • Stratejik-inisiyatif eylem planı tipik olarak bazı bileşenler oluşur; öncelikli konu, hedefler ve ölçütler, adımlar, kaynaklar, kesişmeler, etki tahmini. (bir eylem planı örneği de mevcut)
  • Kaynaklar arasında sadece paradan çok daha fazlası yer alır ve şunlar dahil olmak üzere çeşitli biçimler alabilir; insan, teknoloji, ofis alanı, sistemler, zaman, eğitim vs.
  • Kuruluşun stratejisinin yürütülmesinin rotada kalmasını garanti etmek için üst düzey yönetim ve birim liderleri, sürekli olarak ilerlemeyi gözden geçirip değerlendirmelidir. (Bence yeni model yönderliklerle herkes eşit derece sorumluluk almalı ve sonuçları devamlı olarak takip etmelidir)

Altını çizdiğim temel notların dışında yapılması gereken bir şey daha var. En iyi uygulamalar, performanslar için ödüllendirme sistemi oluşturulduğunda tamamlanır. Bu notlarla beraber Stratejiyi uygulamakla ilgili paylaşımda bulunmuş oldum, bundan sonra son olarak 5.kitap yani İnovasyon Yapmak’tan notları paylaşacağım.

Kilit sonuç alanlarında hedef belirlemek için bir çalışma formu da mevcut.

IMG-20140107-00039

Limitsiz Olma Tutkusu

Limitsiz Olma Tutkusu

Kişi sınırlarını kendi yaratır, hep buna inanmışımdır. Bir şey hakkında yapamam dediğiniz an, üretmeyi ve akıl yürütmeyi durdurdunuz demektir. Arabayı stop ettirmek buna en güzel örnek sanırım. Sevgili Mümin Sekman’ın Limit Sizsiniz kitabından altını çizdiğim, not aldığım yerleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

  • Sürekli işini iyi yapmaya çalışan, başardığı her işten sonra bir beden büyük iş başarmayı deneyen, söylenme değil sonuç üreten. Gerçek başarılılar ‘baş’ olmak için ‘arı’ gibi çalışanlardır.
  • Her şey sınırlarını zorlamakla başlamıştır. Hayal ettiğinden fazlasını hayatında görmekle devam etmiştir.
  • Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir, sözü ilk defa bu hayal katilleri için söylenmiş olmalıdır
  • Güçlü tutkular, insanı aceleci yapar! Tutkuluların en son öğrendikleri başarı dersi, sabırla beklemektir!
  • Tutku ve cesaretin gücünün çoğu kez donanımın eksikliklerini kapatmasıdır
  • Hiç düşmemek değil, düştüğü yerde kalmamak insanı büyütür
  • Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin. Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin. Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
  • Başarı sağlığa, başarısızlık hastalığa benzer; hastalık kendiliğinden bulaşır ama sağlık bulaşmaz!
  • Başarmak, dış ve iç engelleyicilere rağmen son-uç’a gitmektir!
  • Başarmak sonuç almaktır, başarı skor tabelasında yazandır. Başarmak sonuç almak ise, başaramamak söylenmektir.
  • Başarı sonuç alır, sevinir ve susar. Başarısızlık sonuç alamaz ve suçlar, söylenir, sızlanır, sinirlenir, sıkıntı yaratır. Yerinde sayanlar yürüyenlerden daha çok ses çıkarır
  • Kendi kanatlarıyla uçabiliyordur. Hem de uçmak istediği yere, uçmak istediği kadar. Limiti kendisidir artık.

6 Ocak pazartesi sabahında sizde bu kitaba kulak verin ve yeni ufuklara yelken açın. Yapabileceklerimizin limiti yoktur o yüzden denemekten vazgeçmeyin.

Stratejik Düşünmek-Stratejik Düşünmek

Stratejik Düşünmek-Stratejik Düşünmek

Hedefler Belirlemek ve Değişimi Yönetmek kitaplarından sonra serinin bir diğer kitabı Stratejik Düşünmek.

Bu kitapla beraber aklıma ilk gelen soru; strateji kavramının anlaşılmasındaki zorluk nerede? Çok sık kullandığımız bu terimin anlaşıldığı durumlar malesef çok az.  Bunların nedeni strateji kelimesinin kullanımındaki anlam karmaşasıdır.

Strateji: yaşamsal nitelikleri sürdürebilmek için tercih edilen renkler yelpazesidir. Stratejik planlama: stratejinin sürdürülebilir olmasını sağlamaktır. Genel anlamda stratejik düşünmek ise sahneyi kurmak ve becerileri uygulamaktır.

Kitaptan Notlar:

  • Kitap stratejik düşünmeyi yedi adımda incelemiş; Büyük Resmi Görmek, Stratejik Hedefleri İfade Etmek, Eğilimleri Tespit Etmek, Yaratıcı Olmak, Enformasyonu Analiz Etmek, Eylemleri Önem Sırasına Dizmek, Ödünleşimler Yapmak.
  • Stratejik Düşünme, fırsat ve sorunları geniş bir bakış açısı içinde analiz etmek ve hareketlerinizin başkalarının üzerinde bırakabileceği olası etkileri anlamakla ilgilidir.
  • Merak,esneklik,geleceğe odaklı olmak,pozitif bakış açısı,açıklık,genişlik gibi kişisel özellikler sergiliyorsanız,stratejik bir düşünür haline gelme yoluna girmişsiniz demektir.
  • Çabalarınızın yaklaşık yüzde 20’sinin sonuçlarınızın yüzde 80’ini üretir. 80-20 kuralı size,gerçekten anlam taşıyan o yüzde 20’ye odaklanmanızı hatırlatır.

Kitaptan bazı ipuçları:

  • Uygulanması planlanan bir fikir için, ”bu fikri uygularsak diğer birimler ve sosyal paydaşlar nasıl etkilenir?bu kararın uzun vadeli etkileri neler olabilir?”diye sorun.
  • Size kışkırtıcı ve hatta ilk başta büsbütün mantıksız gibi görünen fikirleri bir kenara atmayın. Bu fikirlerden bazıları en sonunda, pratik bir değere dönüşebilecek yeni fikirlere yol açabilir. Yaratıcı düşünceye öncü olmak için ‘kışkırtıcı’olun.
  • Çalışmalarınızı çizgisiz boş kağıtlar üzerinde yapın.
Davranışların Kontrolü – Beden Dili

Davranışların Kontrolü – Beden Dili

Beden dili iletişimde önemli bir yer tutmaktadır. Mesajın ulaşma kanallarına bakıldığında söz%7, ses%38, beden dili %55. Hareketlerimizin ve davranışlarımızın kontrolü amacımıza ulaşmanın anahtarıdır. Beden dilini en doğal şekilde kullanmak ise kendimizi tanımaktan geçer.

Ahmet Şerif İzgören’in ‘’Dikkat Vücudunuz Konuşuyor’’ kitabından altını çizdiklerimi paylaşacağım. Kitabın en güzel yanı her davranışı fotoğraflarla gösteriyor olması. En yakın zamanda kütüphanenize eklemelisiniz.

Fütüristlere tavsiyem dijital vücut dilini de incelemeniz.

BÖLGELER VE HAKİMİYET ALANLARI

*Evlerde herkesin belli koltukları vardır, sofrada herkes aynı sandalyede oturur,çiftler aynı yatağı paylaşır,kesinlikle herhangi bir akşam yerlerini değiştirmezler. Bugün erken hareket edin karınızın tarafına yatıp bekleyin, o çıtı pıtı eşinizin ‘noluyos’ nidasıyla kafanıza tencereyi geçirdiğini göreceksiniz.

*Etrafımızdaki görünmeyen bölgeler; ortak bölge, sosyal bölge, kişisel bölge, özel bölge.  BU bölgelerdeki mesafeler ise ülkeden ülkeye,şehirden şehre farklılık göstermektedir.

*Dokunarak sahipleniriz. Bir avcı avına dokunarak poz verir. Sizin sahip olduğunuz bir şeye başkası dokunamaz.

ELLERİN VERDİĞİ MESAJLAR

*Dilenci konumu, iletişim kurmak, ikna etmek ve ‘bak elimde bir şey saklamıyorum, doğruyu söylüyorum’ demek için iyi bir kullanım olarak kabul edilir. Eller belin yukarısında ve açık olduğundan bir şey saklamadığınızı hissettirirsiniz. Sizi dinleyenler güven ve kucaklama hissini yaşarlar. Politikacılar bunu çok sık kullanır.

*El sıkanları tiplemelerine göre üç kategoride toplayabiliriz. Süs köpekleri, pehlivanlar, iş bitiriciler. İş bitiriciler; bunlarla ilk kez karşılaşmışsınızdır, ama elinizi bir elleriyle tutarken diğer elleriyle de elinizin açıkta kalan bölümünü sararlar. Yüzsüzlükleri arttığı oranda eli yukarı gitmeye ve kolunuzu geriden tutmaya başlar.

*Elin yüzü kapatması genellikle olumsuzluk, endişe, belki yalan ya da şüpheye dair bir ipucudur. Çeşitli uzmanlar elin yüzdeki değişik konumlarıyla ilgili farklı yorumlar yapmaktadır.

YÜZÜN BÖLGELERİ VE BAKIŞLAR

*Yüzün baktığımız bölgelerine göre bakış türleri üçe ayrılır; resmiyet bakışı, iletişim bakışı, flört bakışı. Resmiyet bakışı; eğer karşınızdaki kişinin gözlerle alın arasındaki bölgesine bakarsanız sizinle mesafeli durması gerektiğini hisseder. İletişim bakışı; eğer görüştüğünüz kişinin gözler ve dudaklar arasında kalan bölgesine bakarsanız, bu iletişime açık ve duygusal olarak rahatlatıcı olan bakış türüdür. Flört bakışı; dudaklar ve göğüs arasında kalan üçgen bölgeye yapılan bakıştır. Duygusal ilgiyi veya daha ilerisini gösterir.

36 YIL SONRA

36 YIL SONRA

Gelecek her zaman belirsiz ve merak edilen olmuştur. Bu yüzden ‘gelecek bilimciler’ olası gelecek senaryoları üzerine çalışır. Girişimciler ise ki bunlar bireyler, şirketler, devletler, STK’lar olabilir, geleceği yaratırlar. 2050 kitabının amacı geleceğin şu veya bu şekilde olacağını belirtmek değil. O kadar çok değişik etken var ve insanın hayal gücü o kadar zayıf ki her şeyi hesaba katmak imkansız. Gelecek araştırmacılarının elinde makul bir geleceği tahmin edecek araçlar yok, yapabileceğimiz sadece olası gelecekleri tahmin etmek. Amaç, geleceği uzun vadeli düşüncenin tarih bilincimize ekleyeceği uyanıklık. David Passig ”2050” kitabından notlar:

  • Kısa vadeli düşünce tarzına meydan okumak gerekir, uzun vadeli düşünce bir daha ele geçmeyecek olanakları yakalamamızı sağlayabilir.
  • İdeolojinin toplumları savaşa ittiğini, kendilerini bir lidere adamasına, etik açıdan en düşük seviyeye inmesine neden olduğunu gösteriyor.
  • Gelişmelerin hızının artması –uzun vadede gerçekleşmesini beklediğimiz olayların –yakın zamanda gerçekleşeceğini biliyoruz, bu nedenle gelecek bilimi acil bir gereklilik.
  • Hayatımızda tahmine dayanmayan hiçbir alan bulunmuyor –öğrenciler meslek seçerken, iş adamları ne satabilirim diye düşünürken, gazeteciler hangi liderlerin seçileceğini tahmin etmeye çalışır.
  • Düşük sosyoekonomik konumdaki insanlar milli konulara karşı umursamaz.
  • Orta ve alt sınıfların kaderleri ülkenin kaderine çok daha bağlıdır
  • Gelecek bilimciler arasında dört akım var kuruluşların gelecekteki eğilimleri için: klasik akım, senaryocu akım, gelecek şekillendirici akım, joker kartları yaklaşımı
  • 21.yy da toplumlar zaten sayıları çok az olan genç nesli tüm toplum için savaşmaya ve hayatlarını tehlikeye atmaya göndermeyi kabul etmeyecek(robotlar )
  • Paro(robot arkadaş) yalnız insanlara eşlik ediyor. Japonya nüfusunun %20sinden fazlası 65 yaşın üstünde olduğundan bu tarz arkadaşa gereksinim büyüyor.
  • Araştırmacıların beklediği sermaye transferinde uzun süreli kuraklık dönemi. Uzayan yaşam süreleri, servet aktarımı döngüsünün beklemede kalmasına sebep olacak.
  • İlk devrim-insanoğlunun yerleşik düzene geçmesi. İkinci devrim-tarıma dayanan ekonomiden temeli endüstriye dayanan ekonomiye geçiş. Üçüncü dalga- sanayiye bağlı ekonomiden bilgiye geçiştir. Üçüncü dalga bilginin serveti yönlendirebileceğini ekonomi, insanlar arası iletişim ve aile yapısında değişikliklere yol açacağını öngördü
  • Üçüncü boyut- 21.yy da -1903 yılında Wright kardeşlerin uçmayı mümkün kılmasından sonra- her gün sivil uçuşlarla gökyüzünde 10milyon kişi bulunuyor. Artık üç boyutlu dünya yeterli değil. Bir sonraki aşamaya geçişi sağlayan teknolojileri bulanlar bu icatlarından servet kazanamıyorlar. Zenginleşenler yeni araçları yaratanlar değil bunları kullanmayı ilk öğrenenler veya bunlara yeni kullanımlar bulanlar
  • Ekonomik araçlar 2008 yılından itibaren yıkıldılar. Rekabet ve ticaret kurallarını açıklayacak bir teori henüz mevcut değil
  • Dördüncü boyutun gittikçe daha egemen olduğu ekonominin nasıl çalıştığını henüz anlamıyoruz
  • En başarılılar en uç geleceği hayal etmeye cesaret edip bunlara uygun hizmet ve ürünleri hazırlayanlar olacak. Çünkü bugün hayal edilebilen en uç şey beklenenden de kısa bir zamanda geleceğin normu olacak( en imkansızı planla)
  • İnsanlık tarihinde ilk defa birçok insan bir boyutta doğup büyüdükten sonra başka bir boyutta çalışacak(üçüncü boyutta doğduk, dördüncü boyutta çalışacağız)
  • Dördüncü boyut- sınırlayıcı özgürlük bilincini geliştirmenin vakti geldi. Yerçekimi paradigmasını yıkacak fikirleri düşünmemiz gerekiyor. Bu devrimin adı yerçekimi engellemesidir(gravity shielding)
  • Yerçekimini kontrol etme olasılığı gerçekleşirse yıldızlar arası yolculuk olağan bir gerçeğe dönüşecek. Yerçekimi kuvveti bizi ezmeden ışık hızına erişebilir, vücudumuzdaki her atom aynı hızla hareket edeceğinden hızlanma duygusunu hissetmeyiz.
  • Uzaya çıkan asansörlerden, farklı maddelerden yapılmış yollara, ağırlımızı azaltan ayakkabılara kadar çok garip şeyler göreceğiz
  • Günümüzde laboratuvarda petrol üretmek için ilk deneyler yapılıyor. Tarlalarda yetiştirileceği günlerin uzakta olmadığını iddia edenler bile var.
  • Mikrodalga ışınlarıyla uzak mesafelere elektrik iletme. 2009 yılında Space Energy şirketi,on yıl içinde uzaydan ticari miktarda elektrik sağlama planları yapıyor
  • Yükseklik avantajı tarihin başından beri her askeri stratejinin temellerinden biri olmuştur. Günümüzün en yüksek noktası tabi ki uzaydır. ABD de bu gerçeğin farkında.
  • Ülkeleri uzayda güneş istasyonları kurmaya ve bu istasyonlarda üretilen enerjiyi mikrodalgalar kullanarak dünyaya iletmeye yöneltecek en son katalizör olacak. Dünyada her evin çatısında bu enerjiyi algılayan minik antenler bulunacak.
Stratejik Düşünmek-Değişimi Yönetmek

Stratejik Düşünmek-Değişimi Yönetmek

Harvard Business yayınlarının stratejik düşünmek için 5 kitaplık bir cep yönlendiricisi var. Bu yazıda, Değişimi Yönetmek olan 2.kitabından aldığım notlara yer vereceğim. Serideki diğer kitaplardan aldığım notları ayrı yazılarda yayınlamaya devam edeceğim. Kuruluşların, bireylerin aralıksız bir temelde değişmeleri gerekmektedir. Değişim dışarıdan gelebilir veya kendiniz isteyebilirsiniz.

Notlar;

  • Etkin değişim liderlerinin nitelikleri; güvenilir ve becerikli olarak görülürler, büyük resim bakış açısına sahiptirler, değişimin neden önemli olduğunu açık bir şekilde ifade edebilirler, değişim vizyonu elde etmek konusunda başkalarını motive edebilirler, değişim girişimini engelleyen bariyerleri ortadan kaldırma yeteneğine sahiptirler.
  • Çalışanları değişime hazırlamak için; katılımcı çalışmayı teşvik edin, çalışanlarınızın sesini yükseltin, korkuyu dışlayın.
  • Değişim çabası arzu edilir geleceğin kavranmasını sağlar.
  • Değişimi yönetmek için atılacak altı adım; ekibin enerjisini hareket geçirin, ortak bir vizyon geliştirin, değişim liderlerini tespit edin, kısa vadeleri kazanımlar oluşturun, başarıyı kurumsallaştırın, stratejileri gözlemleyin ve uyarlayın.
  • Değişim programını uygulamak için hedefler parçalara bölünmeli ve hedeflere ulaşıldıkça kutlanmalıdır.
  • Karışıklıktan kaçınmak için rolleri ve sorumlulukları net bir şekilde tanımlayın.
  • Değişimden en fazla etkilenecek insanlarla birlikte çözümler geliştirin.
  • Risk almayı teşvik edin ve hatalara karşı toleranslı olun.
  • Değişime karşı tepkiler hakkında bir olumlu bir olumsuz örnek:

*İnsanlar neden değişimi destekler?

Değişim çabasına liderlik eden insana güvenirler.

*İnsanlar değişime neden direnir?

Değişim programının planlanmasına ve uygulanmasına sundukları hiçbir girdileri yoktur.

  • Direnişe çözülecek bir sorun gibi davranın, bir karakter bozukluğu gibi değil.
  • Değişimi yönetmek için örnek araçlar da mevcut.
  • IMG-20131210-00008