Bir ülkenin en hayati damarı çocuklardır. Hayatın karmaşası ve koşturmacısı içinde öyle kayboluyoruz ki çocukların ellerine tabletleri verip ya da TV’nin karşısına oturtup susturmaya çalışıyoruz. Yazılarımıza bile pek konu etmiyoruz çocukları, onları hayalleriyle yalnız başına bırakıyoruz genelde. Şimdiye kadar bu konu hakkında klavyemden bir yazı çıkarmadığım için kendime de kızdım. Bildiklerimizi, farkına vardıklarımızı, düşündüklerimizi paylaşmak hepimizin görevi olduğunu düşünüyorsak herkes klavye başına. Modern Türkiye Cumhuriyeti kurucusu M.Kemal ATATÜRK ‘ün armağan ettiği ‘’23 Nisan’’ sayesinde tekrar hatırladım hayal dünyasının sınırsız kahramanlarını.
Eğer gün içinde ayıracak vaktiniz olmayacaksa lütfen çocuk sahibi olmayın. Kısacık bir an içinde dünyaya getirmek için karar verdiğiniz canlı, evrenin şu ana kadar bilinen en zeki varlığı. Fakat dünyayla tanıştığı ilk yıllarında çocuğunuzla olan iletişiminiz, şu an beğenmediğiniz günümüzü ve yine şikâyetçi olacağınız geleceği yaratacaktır. Matematik her konuda olduğu gibi geleceği yaratmak konusunda da önemli bir yer tutuyor. Matematiğin sadece okul sıralarındaki derslerde gerekli olmadığını elimden gelse tek tek herkese anlatmak isterdim. Hayat bir matematiktir, araba kullanırken, çocuk dünyaya getirmeye karar verdiğinizde, kiminle neyi paylaşacağınıza karar verdiğinizde matematik zekânız işlerinizi ve toplumun hayatını kolaylaştırır.
Ben henüz bir çocuk sahibi değilim ama 11 yaşında bir kardeşim var. Kardeşimle aramızdaki 15 yaş fark sayesinde küçük hanımların ve beylerin dünyasını çocuk sahibi olmadan daha iyi anlar oldum. Ayrıca TEGV’de yaklaşık 3 yıl boyunca farklı alanlarda yaptığım gönüllü ağabey’lik toplumumuzun küçük bireyleriyle olan iletişimimi de kuvvetlendirdi.
Bu yaşadıklarımdan yola çıkarak, şikâyetçi olmayacağımız bir gelecek için aklıma gelen birkaç tavsiyeyi paylaşmak istiyorum.
Çocukların her konuda fikrini mutlaka alın. Onu kararlarınıza dâhil edin, kendini bir birey olarak alınan kararlarda sorumluluk sahibi hissettirmelisiniz. Bu şekilde gelecekte bir lidere de ihtiyaç duymadan yaşamayı öğreneceklerdir.
Yaptığı, ürettiği en ufak bir çalışma hakkında bile detaylıca bilgi alın. Onu nasıl yaptığını, neleri hayal ettiğini konuşturun. Yaptıklarıyla kesinlikle dalga geçmeyin ya da geçiştirmeyin. Bu şekilde ona ve fikirlerine değer vermiş olduğunuzu göstermiş olursunuz.
Ellerinden tutun ilgilendiği konuları geliştirebilecekleri yerlere götürün. Onunla zaman geçirin, kendilerini mutlu hissetmelerini sağlayın. Mutlu bireyler sağlıklı toplumu oluşturur.
Bu tavsiyeler sadece kendi çocuklarınız için geçerli değil, çevrenizde ulaşabileceğiniz her çocuğun elinden tutun. İlgilenmediğimiz ve gelişmesine destek olmadığımız her çocuk, yıllar sonra karşımıza sönmüş bir yıldız olarak çıkacaktır.
Karanlığı boğacak tek şey çocukların güçlü hayal dünyasıdır. Bu en kıymetli güçlerine asla zarar vermeyin hatta zarar verilmesine de izin vermeyin. Ayrıca onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Yaşanmaya değer geleceği yaratmak için çocuklarla el ele verelim.
Not: Eminim bu konuda çalışan uzmanların daha iyi açıklamaları ve çalışmaları mevcuttur. Ben ufak da olsa küçük hanımlar ve beyler hakkında deneyimlerimi paylaşmak ve farkındalık yaratmak istedim.
Video: https://www.youtube.com/watch?v=YE146HteIQ4&t=12s